Aşure Orucu

Muharrem ayının 10. günü olan aşure gününde oruç tutmak Peygamberimizin bir sünneti olarak devam edegelmiştir. Allah Resûlü, Medine’ye geldiğinde Yahudilerin aşure gününde oruç tuttuklarını görünce onlara bu orucu neden tuttuklarını sormuştu. Yahudiler Allah’ın Musa Peygamber ve İsrailoğulları’nı bu günde kurtardığını, Musa Peygamber’in o günün anısına oruç tuttuğunu, kendilerinin de Musa Peygamber’e uyarak oruç tuttuklarını söylemişlerdi. Allah Resûlü de, “Ben Musa’ya sizden daha yakınım.” (Buhârî, Savm, 69; Müslim, Sıyâm, 128) diyerek aşure gününde oruç tutulmasını emretmiştir. Daha sonra ramazan orucunun farz kılınmasıyla birlikte Allah Resûlü bir tavsiye niteliğinde aşure orucunu sürdürmüş ve “Ramazandan sonra en faziletli oruç, Allah’ın ayı olan muharremde tutulan oruçtur…” (Müslim, Sıyâm, 202) buyurmuştur. Ancak Allah Resûlü’nün (s.a.s.) Yahudilere benzememek için müminlere tek gün değil aşure gününe muharremin dokuzuncu veya on birinci gününü de ekleyerek en az iki gün oruç tutmalarını tavsiye ettiği rivayet edilmiştir. (İbn Hanbel, I, 240)

21