Cenaze Namazı
Müminin, diğer müminler üzerindeki haklarından biri, öldüğünde cenazesinde bulunup onu son yolculuğuna uğurlamalarıdır. (Tirmizî, Edeb, 1; Nesâî, Cenâiz, 52) Her Müslümanın öldüğünde yıkanması, kefenlenmesi ve cenaze namazının kılınması diğer Müslümanlar üzerindeki hakkıdır. Bütün bu uygulamalar ölse de insanın bedeninin saygıya layık ve değerli olduğunu göstermeye, ölen kardeşimizi ebedî âleme hayır dua ve güzel şahitlik ile uğurlamaya yöneliktir. Cenaze merasimi, Müslümanların arasındaki kardeşlik bağını perçinleme, acılı kardeşleriyle hüznü paylaşma anıdır. Hayatın meşgaleleri arasında Müslümana, ölümü, dünya hayatının geçiciliğini anlatan bir ibret alma fırsatıdır. Bu faydaları nedeniyle olsa gerek, Hz. Peygamber (s.a.s) din kardeşinin cenazesi defnedilinceye kadar yanında bulunanın, büyük sevaplara ulaşacağı müjdesini verir. (Buhârî, Cenâiz, 58; Müslim, Cenâiz 52)
Cenaze namazının rükünleri kıyam ve tekbirdir. Cemaatle kılınabileceği gibi tek başına da kılınabilir. Allah’a hamdetmek, salat ve selam getirmek ve dua etmek bu namazın sünnetleri arasında yer alır. Hz. Peygamber’in“Cenaze namazı kıldığınız zaman, ölen kişi için samimiyetle dua edin.” (Ebû Dâvûd, Cenâiz, 54, 56) hadisi bu hususu vurgular. Kardeşine son vazifesini yerine getiren kişi, önce ölen şahsın kadın, erkek, kız veya erkek çocuk olduğunu belirterek niyet eder. Daha sonra kıble tarafına konulan cenaze önünde olacak şekilde durur ve tekbir alır. “Ve celle senâüke” ifadesiyle birlikte Sübhâneke duasını okur. Ellerini kaldırmadan ikinci tekbiri alır ve “Salli” ve “Bârik” dualarını okur. Aynı şekilde üçüncü tekbiri aldıktan sonra cenaze dualarını veya dua niyetiyle Fâtiha suresini veya başka bir dua okur. Aynı şekilde dördüncü tekbiri alıp önce sağa, sonra sola selam vererek namazı tamamlar. Cenaze namazı, Güneş doğarken, tam tepedeyken ve batma vakti dışında diğer bütün zamanlarda kılınabilir. (Müslim, Müsâfirîn, 293)
38