Cömertlik
Yüce Allah bazı insanlara diğerlerinden daha fazla maddi imkân vermiştir. Geniş imkânlara sahip bir müminin kendisine verilmiş olan bu imkânları ihtiyaç sahibi olan kardeşleriyle paylaşması cömertlik olarak adlandırılır. Ancak başkalarına yapılan bu yardım, zekât vermek gibi zorunlu olarak yapılması gereken bir yardım olmamalıdır. Zorunlu olanların dışında, Allah’ın rızasını kazanmak için isteyerek ve gönülden yapılan yardımlar cömertlik olarak adlandırılır. Bunun karşılığı ise şöyle müjdelenir Kur’an’da: “Allah’ın rızasını kazanmak ve kalplerindeki cömertliği kuvvetlendirmek için mallarını hayır yolunda harcayanların durumu, bir tepede kurulmuş güzel bir bahçeye benzer ki, üzerine bol yağmur yağmış da iki kat ürün vermiştir. Bol yağmur yağmasa bile bir çiseleme düşer (de yine ürün verir). Allah, yaptıklarınızı görmektedir.” (Bakara, 2/265)
Cömertlik herhangi bir çıkar gözetmeden, bir karşılık beklemeden yapıldığı takdirde ahlaki bir erdem olur. Yine bir insan başkalarına yardım ederken kendisine cömert desinler düşüncesiyle ve gösteriş olsun diye değil, sağ eliyle verdiğini sol eli duymayacak şekilde yardım etmeli ve yaptığı yardım ve iyiliği başa kakmamalıdır. Ahlaklı bir mümin yaptığı iyiliğin ve cömertliğinin karşılığını sadece Yüce Allah’tan beklemelidir. Çünkü Yüce Allah iyilik yapanların karşılığını mutlaka verir. İnsanlara yardım amacıyla verilen şeylerin, kötü ve değersiz şeyler olmamasında dikkat etmek, vereceğimiz şeyleri malımızın iyi ve güzel olanlarından seçmek de güzel ahlakın gereklerindendir.
Cömertliğin zıddı cimriliktir. Cimri insan paylaşmayı sevmez, sahip olduklarını bencilce sahiplenir, başkalarının durumuyla ilgilenmez. Bu tutum İslam dininde hoş görülmeyen bir tutumdur. Yüce Allah cimrilik yapanları sevmez. Fakat her şeyde olduğu gibi cömertlikte de dengeli olmak esastır. Cimrilik hoş görülmediği gibi, malı mülkü hesapsız biçimde gereksiz yere aşırı harcayarak israf etmek de dinimizde yasaklanmıştır.
20