Dört Büyük Melek
Cebrail
Cebrail, Yüce Allah’ın vahyini peygamberlere ulaştıran melektir. Kur’an-ı Kerim’de Rûhu’l-Kudüs, (Bakara, 2/87, 253)Rûhu’l-Emîn, (Şuarâ, 26/193) Ruh, (Kadir, 97/4) Namus-u Ekber (İbn İshak, Sîre, s. 122) gibi isimlerle anılmış, üç yerde ise “Cibril” olarak ifade edilmiştir. (Bakara, 2/97, 98; Tahrîm, 66/4) Hadislerde bu isim Cebrail (a.s.) olarak da zikredilmiştir.
Cebrail hakkında en meşhur hadis, Hz. Ömer tarafından nakledilen ve “Cibril hadisi” olarak da bilinen rivayettir. Bu rivayette Hz. Peygamber’e insan suretinde gelen Hz. Cebrail ona “iman, İslam, ihsan vb.” hakkında bazı sorular sorduktan sonra o meclisten ayrılır. Daha sonra bu kişinin Cebrail olduğu Hz. Peygamber (s.a.s.) tarafından sahabeye haber verilir. (Müslim, Îmân, 1)
Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de Cebrail’i çeşitli üstün özellikleriyle tanıtmaktadır. Ayetlerde onun fizikî özelliklerinden bahsedilirken “çok güçlü, muhteşem görünümlü” (Necm, 53/5-6) gibi vasıflarına vurgu vardır. Ayrıca melekler arasındaki konumuna “meleklerin kendisine itaat ettiği, güvenilir bir elçi” olarak dikkat çekilmektedir. (Tekvîr, 81/19-21)
Peygamberler dışındaki insanlar, Cebrail’i insan suretinde görebilmişlerdir. Nitekim Hz. Meryem’e insan suretinde görünmesi (Meryem, 19/17) ya da Cibril hadisinde olduğu üzere beşer suretinde sahabeye görünmesi bunlardandır. Öte yandan Hz. Cebrail’in genellikle sahabeden Dıhye b. Halife suretinde Hz. Peygamber’e vahiy getirdiği kaynaklarda yer almaktadır. Bütün bunlarla birlikte Cebrail’in esas yaratılışıyla Hz. Peygamber’e iki defa göründüğü kaynaklarda yer alır. Bunlardan biri miraç hadisesinde, (Necm, 53/7-9; Tekvîr, 81/19) diğeri ise ilk vahye yakın bir zamandadır. (Buhârî, Bed’ü’l-Vahy, 1)
Mukarrebûn ve arşı taşıyan meleklerden biri olan Cebrail, ayrıca vahiy meleği olması nedeniyle Müslümanlar nezdinde önemli bir yere sahiptir. O, daha önceki kitapları doğrulayan Kur’an’ı Hz. Peygamber’e getiren melektir. Bu görevi yerine getirirken de sadece Allah’ın emrini uygulamıştır. Cebrail’in varlığını inkâr etmek veya Yahudi inancında olduğu gibi ona düşmanlık beslemek İslam inancına aykırıdır. Çünkü ona düşman olmak, gerçekte vahyi gönderen Yüce Allah’a düşmanlık demektir.
19