Giyim ve Tesettür
Giyinme (örtünme) canlılar arasında insana özgü bir davranıştır. İnsanların giyim konusundaki sapmaları, insan onurunu zedeleyen ve cinsler arası ilişkileri bozan bir noktaya ulaşabilir. Dinimiz, erkek ve kadınların vücutlarının belirli yerlerini örtmelerini (tesettür) farz kılmış ve bu konudaki genel ölçüleri belirlemiştir. Müslüman’ın bedeninden örtmesi gereken kısımlara ‘avret’ denir. Avret yerlerinin şeffaf ve dar olmayan, vücut hatlarını belli etmeyen uygun bir kıyafetle örtülmesi gerekir. Tesettürle ilgili ilkelere uymak şartıyla İslam’da giyilmesi gereken tek tip bir kıyafet söz konusu değildir. Kıyafetler yaşanılan coğrafya, iklim şartları ve toplumsal örfe göre değişiklik gösterebilir.
Erkeğin avreti herkese karşı aynı olup dizleriyle göbeği arasıdır. Hanefi mezhebinde dizler avrete dâhildir. Karı koca arasında ise avret söz konusu değildir. Avret, örtülmesi gereken asgari bölge sınırını ifade ettiğinden erkeklerin toplumsal örf ve ortama göre daha fazlasını örtmesi müstehaptır.
Kadının avreti ise karşısındaki erkeğin durumuna göre farklılık gösterir.
a) Aralarında evlenme engeli (mahremiyet) bulunmayan yabancı erkeklere karşı kadının avreti el, yüz ve ayakları dışındaki bütün bedenidir. Namaz kılarken de tesettür bu şekilde olmalıdır.
b) Aralarında ebediyen evlenme yasağı bulunan yakın akrabalarına karşı avretleri, göğüs ile diz kapakları arasıdır. Dolayısıyla baba, kardeş, dayı, amca vb. yakın akraba yanında baş, boyun, kol gibi yerlerin açılmasında bir sakınca yoktur.
c) Kadının Müslüman kadınlara karşı avreti dizleriyle göbeği arasıdır. Gayrimüslim kadınlara karşı avreti konusunda ise görüş ayrılığı vardır. Gayrimüslim kadınları yabancı erkek gibi kabul edenler olduğu gibi, Müslüman kadınlarla aynı hükümde kabul eden görüşler de vardır.
Tesettür konusunda diğer bir ölçü de, kişinin kendi cinsiyetine uygun şekilde giyinmesidir. Hz. Peygamber (s.a.s.) karşı cinse benzemeye çalışan kişilerin Allah’ın rahmetinden uzak olacaklarını ifade etmiştir. (Buhârî, Libâs, 61) Bu sebeple erkek ve kadının, diğer tesettür ölçülerine uydukları gibi, kültür ve örflerinde karşı cinse özgü olan kıyafet ve takılardan uzak durmaları gerekir.
Avret yerlerinin uygun şekilde örtülmesi (tesettür) farz kılındığı gibi, başkasının avret yerlerine bakmamak da farz kılınmıştır. Bir kişinin başkalarının avret yerlerine bakması haramdır. (Nûr, 24/30-31) Bu konu hastalıkların teşhis ve tedavisiyle yatalak kişilerin bakımı gibi durumlarda özel olarak gündeme gelmektedir. Bir hastanın teşhis ve tedavi amacıyla avret mahallini açması ve tedavi işlemini yapan kimselerin de buraya bakması/dokunması zaruret sebebiyle caizdir. Böyle bir durumda imkân varsa kişinin hemcinsi olan sağlık personelini tercih etmesi gerekir. Buna imkân yoksa cinsiyet farkı dikkate alınmaz. Yine bakıma muhtaç durumdaki kişilerin vücut bakım ve temizliği öncelikle eşi veya mahrem yakınları tarafından yapılmalıdır. Ancak bu mümkün olmadığında, zaruret sebebiyle başka bakıcılar tarafından da gerçekleştirilebilir.
19