Hac Yolculuktur
Hac kutsal bir yolculuktur. Bu yolculuk müminin yaşadığı memleketten Mekke şehrine yaptığı bir yolculuk olmaktan ziyade, kendi gönül dünyasında tarihten bugüne, bugünden geleceğe uzanan çizgide bir sefere çıkmasıdır. Allah’a yönelişin ve manevi yükselişin seferidir bu. Hac, sonu cennetle biten bir yolculuktur. Resûlullah Efendimizin ifadesiyle; “(Allah tarafından) kabul edilmiş haccın karşılığı ancak cennettir.” (Buhârî, Umre, 1)
Hac, her şeyden önce “Allah’tan gelip O’na dönmekte.” (Bakara, 2/156) olmanın bilinciyle kulun Rabbine yönelişi, sadece O’nun emri olduğu için ve yalnızca O’nun hoşnutluğunu kazanmak üzere yola koyulmasıdır. Kâbe bir semboldür. Asıl gaye Kâbe’nin sahibine erişmektir. Âşıkla maşukun, sevenle sevilenin vuslatı, kavuşmasıdır hac. Allah’a duyulan muhabbetle Allah’ın evini ziyaret etmek mümin için şereflerin en yücesi ve teslimiyetin en güzel ifadesidir. “Rahman’ın misafiri” olarak anılmak ise hac yolcusu için en büyük onurdur.
Hac gönül âlemine yapılan bir yolculuktur aynı zamanda. Maddi bir dünyada, madde ile iç içe yaşayan kul, hac yolculuğuyla maddenin ötesindeki manayı keşfetmeye, beden elbisesine bürünmüş olan ruhu tanımaya, insanlık özüne ulaşmaya yönelir. Mal, makam, şöhret gibi her türlü dünyevi kazanımın geçici, asıl vazifesinin ise kulluk olduğunu idrak eder.
Hac tarihe yolculuktur. Mümin, bu mübarek beldede Hz. Âdem’den Hz. İbrahim’e, Hz. İsmail’den Peygamber Efendimize (s.a.s.) peygamberlerin kutlu hatırasını yâd eder. Bir yandan İslam’ın doğuşuna beşiklik ve Kur’an’ın inişine şahitlik eden topraklarda bulunmanın sevincini yaşarken diğer yandan ashâb-ı kiramın imanları uğruna katlandığı sıkıntı ve çilelerin hüznünü yüreğinde hisseder.
Hac ahirete yolculuktur. Kefen misali ihramlara bürünmüş olan müminler Kâbe’de ölmeden önce ölmenin manasını idrak ederler. Arafat’ta, Müzdelife’de, Mina’da yeniden dirilişin, hesabın, mizanın kısaca mahşerin provasını yaşarlar. Hesaptan önce hesaba çekilmenin, sonsuz rahmete ve affa erişmenin, Allah’ın hoşnutluğunu ve muhabbetini kazanmanın sevinciyle bayram ederler.
Böylece hac yolculuğu derin manalar taşıyan bir tefekkür yolculuğuna dönüşür ve yolcusunu iman, amel ve ahlak açısından olgunlaştırır.
7