HACCIN KAZANIMLARINI KORUMAK
Hac, müminin hayatında önemli bir dönüm noktasıdır. Hacca gidebilmek ve bu ibadeti yerine getirip hacı olabilmek bir nasip işiyken hacı kalabilmek büyük bir sorumluluk ve gayreti gerektirir.
Hacı kalmak demek, kutsal hac yolculuğu vesilesiyle elde edilen manevi kazanımların korunması demektir. Hac yolculuğu sona erse de Hak yolculuğunun devam ettiğinin bilinciyle Allah’ın hoşnutluğunu kazandıracak ibadet ve hayırlı işlerle meşgul olmaktır. Müminin, hac sonrası hayatının hac öncesinden farklı olmasıdır.
Hacı kalmak, hacdan annesinden doğduğu günkü gibi arınarak dönen kulun, bu tertemiz sayfayı koruyup günahlarla kirletmemek için elinden gelen gayreti göstermesidir. Niyet ve telbiye ile verdiği söze sadık kalmasıdır. Arafat ve Müzdelife vakfeleriyle eriştiği bilinç düzeyini daha da yükseltmeye çalışmasıdır. Mina’da taşladığı şeytanın vesvese ve tuzaklarına bir daha düşmeme çabasıdır. Hacı kalmak aile, akraba, komşu, arkadaş başta olmak üzere tüm insani ilişkilerini Rabbin rızası doğrultusunda yürütmesidir. Her canlının hukukuna riayet etmesidir. Örnek Müslüman olma sorumluluğu ile sözüne ve davranışlarına daha da özen göstermesidir.
Hacılık bir unvan olmanın ötesinde iman ve ahlak bakımından olgunluğa ermenin ifadesidir. Sıradan bir Müslüman olmayıp ümmetin bir ferdi olmanın bilinciyle kardeşlik hukuku ve ahlakına riayet etmektir. “Sayılı günler” içinde eda edilen hac biter ama hacılık bir ömür boyu devam eder. Aslında ömrün de hac günleri gibi sayılı olduğu ve bir gün biteceği gerçeğini idrak eden mümin, fâni olan dünyaya bağlanmak yerine Bâki olan Allah’a gönülden yönelir. Rabbinin huzuruna temiz bir yüzle çıkabilmek ve hesabını verebileceği bir hayat yaşamak tek arzusu olur.
21