Hüdâ (Yol Gösterici)

Kur’an’ın özelliklerinden biri de “hüdâ” yani müminler için bir hayat rehberi oluşudur. Bunu şu şekilde açıklamak mümkündür: 
İnsan bu dünyaya geldiğinde âdeta tanımadığı bir şehre, yabancısı olduğu bir ülkeye gelen bir yolcu gibidir. Orada kaybolmaması ve beklenmedik tehlikelerle karşılaşmaması için, bir yol haritasına ve rehbere ihtiyacı vardır. Aynı şekilde dünyaya gelen insana da yanlış yollara sapmaması ve çıkmaz sokaklara dalmaması için bir yol haritası gerekir. İşte bu dünya yolculuğunda muhtemel tehlikeler, belalar konusunda insanı uyaran, ebedî kurtuluş ve mutluluğun yollarını ona gösteren Kur’an’dır.  
Kur’an; ırk, renk, bölge, sınıf ayrımı gözetmeksin bütün insanlara çağrısını yapar. İnsanı Rabbine nankörlük etmemeye, aksine O’na şükretmeye davet eder ve şöyle der:“Ey insan! Seni yaratıp seni düzgün ve dengeli kılan, seni istediği bir şekilde birleştiren, ihsanı bol Rabbine karşı seni aldatan nedir?” (İnfitâr, 82/6-8)
Kur’an’a bağlanan müminler için bu kitap tam bir yol haritasıdır. Çünkü o, inançtan ibadete, ahlaktan toplumsal hayata kadar her alanda birtakım ölçüler koyar. Müminlerin de bu ölçüler çerçevesinde bir hayat sürmelerini ister. 
Kur’an henüz girişinde bu hakikate işaret eder. Takva sahipleri için bir rehber olduğunu ifade eder. (Bakara, 2/2) Mümin, ne derece bu kitabın sahibine saygılı ve O’na teslimiyet içerisinde olursa, onun ilim ve hikmet kapıları da o derece kendisine açılır.  
Kur’an her şeyden önce hakikate susamış gönüller için bir kılavuzdur. Onların ellerinden tutar, erdem ve fazilet arayışında, hak ve hakikat yolculuğunda onlara yardımcı olur. Hayata ve varlığa dar bir pencereden bakmaktan onları kurtarır. Bu sayede ilim ve irfan ufukları genişler. Maddesiyle manasıyla, geçmişiyle geleceğiyle hayatı bir bütün olarak görürler. Kur’an bu özelliğini şöyle açıklar:
“(Ey Peygamber!) Bu kitabı sana her konuda açıklama getiren bir rehber, bir hidayet ve rahmet kaynağı, Allah’a gönülden bağlananlar için bir müjde olarak indirdik.”
(Nahl, 16/89)

15