Kimin İçin Kurban?

Hz. İbrahim’in sünneti olarak Müslümanlar tarafından asırlardır sürdürülen bir ibadet olan kurban, Allah’a yakınlaşma çabamızı simgeler. Kimileri kurbanı şeklen kan akıtmaktan ibaret görse de bu ibadetin asıl hedefi insana kulluk bilincini hatırlatmaktır. Diğer bütün ibadetlerimiz gibi kurban da Allah içindir. Bu yüzdendir ki, hicretin ikinci yılından itibaren Medine’de her sene kurban kesen Sevgili Peygamberimiz kesim esnasında şöyle derdi: “Ben hanif (hakka yönelmiş) olarak, yüzümü gökleri ve yeri yaratan (Allah)’a çevirdim ve ben müşriklerden değilim. Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm Âlemlerin Rabbi olan Allah içindir.  O’nun hiçbir ortağı yoktur. Ben bununla emrolundum ve ben Müslümanların ilkiyim. Allah’ım (bu kurban) sendendir ve Muhammed ile ümmeti tarafından senin (rızan) için sunulmuştur.” (İbn Mâce, Edâhî, 1; Ebû Dâvûd, Dahâyâ, 3-4) Enʻâm suresinin 79, 162 ve 163. ayetlerini içeren bu dua, yaptığımız bütün ibadetlerin ve bu dünyadaki varlığımızın hep Allah için olduğunu en güzel şekilde özetlemektedir.
Cahiliye Dönemi’nde Araplar, putlar ve cinler için kurban keserlerdi. Kestikleri kurbanların kanını Kâbe’nin çevresindeki putlara sürerek onlara kutsallık kazandıracaklarına inanıyorlardı. Kurban etlerini de putlar üzerinde bırakıp ne kendileri yiyor ne de fakirlerin yemesine izin veriyorlardı. İslam dininin gelişiyle birlikte Allah’tan başkası adına kurban kesilmesi ve böyle bir kurbanın etinin yenmesi yasaklandı. (Enʻâm, 6/121) 
Kur’an’da Cahiliye Dönemi’nin kurban âdeti şöyle eleştirilir: “Biz o büyükbaş hayvanları da Allah’ın size nişanelerinden kıldık; sizin için onlarda nice yararlar vardır. Onlar (kesim için) sıraya dizildiklerinde üzerlerine Allah’ın adını anın, cansız hâlde yere serildiklerinde ise onlardan hem kendiniz yiyin hem de ihtiyacını gizleyen ve gizlemeyen yoksulları doyurun. İşte onları şükredesiniz diye sizin istifadenize verdik. Onların ne etleri Allah’a ulaşır ne de kanları; O’na ulaşacak olan sadece sizin takvanızdır. İşte Allah onları sizin istifadenize verdi ki size doğru yolu göstermesinden ötürü O’nu tazimle anasınız. İyilik yolunu tutanları müjdele!” (Hac, 22/36) Buna göre Allah’a yaklaşmak kurbanın kanı ya da eti gibi maddi unsurlarıyla değil, kişinin Allah’a karşı sorumluluk ve samimiyetini ifade eden takvası ile mümkündür.  Yüce Rabbimizin kesilen kurbanların ne etine ne de kanına ihtiyacı vardır. Öyleyse Allah’ın rızasını kazanıp O’na yakınlaşmak niyetiyle yaptığımız bu ibadeti yerine getirirken, Allah’tan uzaklaştıracak her türlü davranıştan kaçınmamız gerekir. Sevgili Peygamberimiz gibi namazımızın da kurbanımızın da hayatımızın da ölümümüzün de yalnızca Allah için olduğunu hep hatırımızda tutmamız gerekir.

6