Kirâmen Kâtibîn (Hafaza Melekleri)

“Değerli yazıcılar” anlamına gelen “kiramen katibin”, insanların söz ve davranışlarını kayıt altına almakla görevli meleklerdir. (Güneş, Meleklere İman, s. 52) Bununla ilgili bir ayette şöyle buyurulmaktadır: “Halbuki üzerinizde muhakkak bekçiler, değerli yazıcılar vardır. Onlar yapmakta olduklarınızı bilirler.” (İnfitâr, 82/10-12) Bu melekler için, insanların davranışlarını gözetleyip kaydedenler anlamında “hafaza melekleri” de denilmiştir.
Melekler tarafından yazılanlar, kıyamet günü amel defterleri olarak karşımıza çıkar. Bunlar, insanın işlediği küçük büyük her şeyi barındırmaktadır. Kur’an-ı Kerim bu hususu şöyle haber verir: “Kitap ortaya konur. Suçluları, kitabın içindekilerden korkuya kapılmış görürsün. “Eyvah bize! Bu nasıl bir kitaptır ki küçük, büyük hiçbir şey bırakmadan (yaptıklarımızın) hepsini sayıp dökmüş!” derler. Onlar bütün yaptıklarını karşılarında bulurlar. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez.” (Kehf, 18/49) İnsanın sağında bulunan melek, kişinin iyilik ve güzelliklerini kaydederken, sol tarafında bulunan melek ise kişinin kötülük ve günahlarını yazar. Eğer bir kimsenin iyilik ve güzellikleri ağır basarsa kitabı (amel defteri) sağından verilir ve cennete gider. (Hâkka, 69/19-24) Eğer amel defteri soldan (Hâkka, 69/25) veya arkadan (İnşikâk, 84/10) verilirse bu kimsenin günah ve kötülükleri ağır basmış demektir. 
Kirâmen Kâtibîn hakkında hadislerde de çeşitli bilgiler vardır. Kudsî hadislerden birinde şöyle buyurulmaktadır: “Allah, (yazıcı meleklere) der ki: Kulum bir günah işlemeyi arzu ederse onu işlemedikçe günah diye yazmayın, işlediği takdirde ise sadece bir günah yazın. Şayet o, benim için günahtan vazgeçerse ona bir iyilik yazın. Kulum iyi bir işi yapmayı arzu edip de yapamazsa (yine) bir sevap yazın, şayet iyiliği işlerse kendisine on katından yedi yüz katına kadar sevap yazın.”(Buhârî, Tevhîd, 35) Bu hadiste hem insanların yaptığı amellerin kayıt altına alındığı ortaya konulmuş hem de Kirâmen Kâtibîn’in amelleri yazarken izlediği yol ifade edilerek insanlar iyiliğe teşvik edilip kötülükten sakındırılmıştır. (Güneş, Meleklere İman, s. 54) Yüce Allah insanın davranışlarını kayıt altına alma konusunda melekleri görevlendirmiştir. Ancak bu durum O’nun meleklere ihtiyaç duyması veya olanlardan haberdar olmaması anlamına gelmez. Allah insanın sadece işlediği değil; aynı zamanda içinden geçen ve ona vesvese veren şeyleri de bilir. Nitekim ayet-i kerimede “İnsanı biz yarattık ve elbette içinden geçenleri biliriz, biz ona şah damarından daha yakınız.” buyurulmaktadır. (Kâf, 50/16) Dünya hayatında başıboş yaratılmayan insan, imtihana tabi tutulmuştur ve bu bağlamda her an Allah’ın gözetimi altındadır. Her şeyden haberdar olan (Habîr); gizli ve açık, geçmiş ve gelecek her şeyi bilen (Âlim), Yüce Allah’tır. Aynı zamanda O, Samed’dir. Samed ise “hiçbir şeye muhtaç olmayan ancak her şeyin kendisine muhtaç olduğu” demektir.

23