Kişisel Bakım ve Süslenme

İnsanların belli ölçüler çerçevesinde kişisel bakımlarını yapmaları, temiz ve güzel giyinmeleri dinimizce tavsiye edilmiştir. Bu konudaki genel ilkeler şunlardır: 
- Giyim, kuşam ve süslenmenin İslam’ın öngördüğü tesettür ilkelerine uygun olması gerekir. 
- Bir Müslüman’ın diğer din mensuplarına ait sembol (şiar) hâline gelmiş kıyafetleri giymesi veya haç gibi dinî sembollerini taşıması caiz değildir.
- Müslüman giyiminde ve süslenmesinde gösteriş ve kibirden uzak durmalı; lüks ve israfa kaçmayan bir sadeliği tercih etmelidir. 
- Eşlerin birbirleri için süslenmeleri müstehaptır. Evlilik hayatı dışında, karşı cinsin dikkatini çekmek amacıyla giyinmek, süslenmek veya koku sürünmek ise helal değildir.
- Genel ilke olarak ortalama insan yaratılışına (fıtrat) müdahale niteliğindeki müdahaleler haram veya mekruh; bozulan durumları düzeltme veya tedavi amacıyla yapılanlar ise caizdir. 
Bu genel ilkelerden sonra, çeşitli bakım ve süslenme biçimleri hakkındaki özel hükümleri de şu şekilde listelemek mümkündür:
- Altın veya ipekle süslenmek erkeklere haram kılınmışken, kadınlara bu ikisi de helaldir (Ebû Dâvûd, Libâs, 11). Erkeklerin gümüş, demir veya platin yüzük kullanmaları ise caizdir. (Buhârî, Libâs, 45-48) Altın veya gümüşten üretilmiş kap kacak veya ev eşyasının kullanılması ise erkek-kadın fark etmeksizin bütün Müslümanlara haram kılınmıştır. Günümüzde diğer madenlerden yapıldığı hâlde altın veya gümüş suyuna batırılan (bunlarla kaplanan) ziynet veya eşyalar kullanılmaktadır. Bunlar gerçek altın veya gümüş hükmünde değilse de yanlış anlaşılmaya yol açmamak için bunlardan uzak durmak daha uygundur.
- Erkeklerin sakal bırakmasının sünnet olduğunda görüş birliği vardır. Sakal bırakan kişinin sakalının bakımını sünnete uygun bir şekilde yapması gerekir. Sakalı tıraş etmenin ise haram veya mekruh olduğu yönünde iki farklı görüş vardır. Kişinin farklı gerekçelerle sakal bırakmaması sünnete aykırı olmakla birlikte, bunun hükmünün mekruh olduğu yönündeki görüşü esas almak mümkündür. 
- Dövme yaptırma, saçına başka bir kişinin saçını ekleme, inceltmek amacıyla kaşları yolmak, dişleri seyreltmek amacıyla törpüleme gibi müdahaleler fıtratı bozma niteliğinde olduğu için Hz. Peygamber (s.a.s.) tarafından yasaklanmıştır. (Buhârî, Libâs, 84-87) Ancak kadınların yüzünde ve vücudunda kadınsı görünüme aykırı olan fazla tüylerin ve kaşların arasındaki tüylerin alınması veya fazla uzayan kaşların ucunun kırpılması caizdir.
- Küpe için kız çocuklarının kulaklarının delinmesi caiz görülmüş, erkeklerin küpe takması ise karşı cinse benzeme sebebiyle hoş görülmemiştir.
- Deri üzerinde tabaka oluşturmayıp altına su geçiren kına vb. boyalarla el ve ayakların süslenmesi caiz görülmüştür. Tırnakların uzatılması ve oje vb. boyalarla süslenmesi genellikle temizliğe aykırı görülmüş, ayrıca altına su geçirmeyen boyalar kullanılması hâlinde namaz ve gusle engel olacağına dikkat çekilmiştir.
- Kadınların tesettür ilkelerine riayet etmeleri şartıyla saçlarını boyatmaları caizdir. Kullanılan boya bir tabaka oluşturup suyun saç ve deriye temasına engel olmadıkça gusül abdestine veya abdeste engel olmaz. Erkeklerin de başkalarını yanıltma amacı olmaksızın saç, sakal veya bıyıklarını boyamaları caizdir. Ancak henüz genç yaşta değillerse erkeklerin bunları siyah renge boyamaları mekruh görülmüştür.
- İnsan saçından imal edilmiş peruk, postiş (çıt çıt) veya protezlerin yetişkinler tarafından kullanılması caiz değildir. Günümüzdeki saç ekimi uygulaması, kişinin kendi saçının saç kaybına uğrayan bölgeye nakledilmesi mahiyetinde olduğundan bu yasak kapsamında değildir. İnsan saçı dışındaki maddelerden (örneğin ipek, yün, hayvan kılı veya sentetik maddeler) yapılmış peruk veya saçların kullanılması ise caizdir.
- Süslenmenin ve koku sürünmenin geçici olarak yasaklandığı iki dönem vardır. Erkek ve kadınlar hac ibadeti esnasında diğer ihram yasaklarının yanı sıra koku sürünemezler. Kocası vefat eden dul kadınlar ise iddet bekleme dönemlerinde süslenip koku sürünemezler.

20

Spor, Sanat ve Eğlence

Sportif Faaliyetler

Kişinin bedenini güçlendirmek, dinç olmak veya muhtemel saldırılara karşı kendini koruyabilmek gibi amaçlarla çeşitli spor dallarıyla meşgul olması caizdir. Ancak rakibe acı verme esasına dayanan dövüş sporlarını (ör. Boks veya kick boks gibi) icra etmek caiz değildir. Sportif faaliyetlerde bulunan kişilerin elbette dinî veya dünyevi görevlerini aksatmamaları; tesettür ve mahremiyet ölçülerine uymaları gerekir. 
İslami ilkelere dikkat etmek şartıyla spor müsabakalarını izlemek, belli bir takımı desteklemek caizdir. Ancak kişinin bütün vaktinin bu işlerle geçmesi veya fanatiklik boyutuna varan tutum ve davranışları söz konusuysa bu kişinin daha dengeli hâle gelmedikçe bu işlerle meşgul olması caiz olmaz.

21