Kur’an’ın Nüzulü/İndirilişi
Kur’an vahiy yoluyla Allah tarafından insanlara ulaştırması için Hz. Muhammed’e gönderilmiştir. Vahiy, Allah’ın insanlar içinden seçtiği kuluna gizli bir yol ile ve süratli bir biçimde bilgi aktarmasına denir. Bu aktarım, peygambere doğrudan doğruya veya Cebrail vasıtasıyla olabilir. İnsani algılarımızla vahyin mahiyetini tam olarak anlamamız imkânsızdır.
Kur’an’ın ilk ayetleri, Hz. Peygamber kırk yaşında iken 610 yılı Ramazan ayının 27. gecesinde inmiştir. (Bakara, 2/185; Duhân, 44/1-3; Kadir, 97/1) Hz. Muhammed kırk yaşına yaklaştığında yalnız kalmak ve tefekkür etmek için Hira Mağarası’na gitmeye başladı. Bir zaman sonra Hira Mağarası’nda kendisine Alak suresinin şu ayetleri indirildi: “Yaratan Rabbinin adıyla oku. O, insanı aşılanmış bir yumurtadan yarattı. Oku! Rabbin nihayetsiz kerem sahibidir. O kalemle öğretendir. O insana bilmediğini öğretti.” (Alak, 96/1-5) Bu ve bundan sonra kendisine verilecek olan bilgiler, onun peygamberlikle görevlendirildiği anlamına geliyordu.
Hz. Muhammed’in Hira Mağarası’na gidiş gelişleri, bir peygamberlik beklentisi içerisinde olduğu anlamına gelmez. Çünkü o vahiy meleği geldiğinde korku ve tedirginlik yaşamıştır. Kur’an onun böyle bir beklentisi olmadığını şöyle açıklamaktadır: “Sen, bu Kitab’ın sana vahyolunacağını ummuyordun. (Bu) ancak Rabbinden bir rahmet (olarak gelmiş) tir.” (Kasas, 28/86)
Kur’an bir defada değil, 23 yıllık süre içerisinde parça parça indirilmiştir. (Furkân, 25/32) Bu, diğer kitaplardan farklı olarak Kur’an’a has bir durumdur. Kur’an’ın parça parça indirilmesinin çeşitli hikmetleri vardır: Vahyin daha iyi anlaşılması ve benimsenmesi, anlamada ya da uygulamada zorluk çekenlere zaman tanınması, toplumun, hayatın akışına paralel olarak dönüştürülmesi, vahye olan ilginin canlı tutulması vb.
19