Kutlamalar ve Yılbaşı Kutlaması
Günümüzde baskın olan Batı kültürünün de etkisiyle doğum günü, evlilik yıl dönümü gibi birçok özel gün çeşitli şekillerde kutlanmakta ve ilgili şahıslar tebrik edilmektedir. Bu uygulamalar zamanla belli bir kültür ve topluma özgü olmaktan da çıkmış ve neredeyse her ülkede yer etmiştir. Bu tür kutlamaların hükmü, gerek gayrimüslimlere benzeme açısından, gerekse de içerdikleri gayri meşru fiiller açısından değerlendirilmelidir.
İslam, gayrimüslimlere benzemeyi yasaklamış Müslüman’ın kendi kimlik ve şahsiyetiyle var olmasını talep etmiştir. (Ebû Dâvûd, Libâs, 4) Bir Müslüman başka din mensuplarının kendi dinlerinin gereği olarak giydikleri, yiyip içtikleri ve kutladıkları şeyler konusunda onlara benzeyemez. Mesela bir Müslüman’ın Hristiyanlığın sembolü olan haç işaretini üzerinde taşıması veya gayrimüslimlerin Noel vb. bayramlarını onlarla kutlaması caiz olmaz. Ancak dinlerinden kaynaklanmayan, İslam’ın inanç, amel veya ahlak kurallarına aykırı olmayan bazı uygulamaları benimsemekte ise bir sakınca yoktur. Mesela kaşık-çatal gibi aletler, ceket-pantolon gibi kıyafetler ve ev mobilyaları bu kapsamdadır. Bir Müslüman’ın başka bir kavme/millete benzememe hassasiyetini daima canlı tutması beklenir. Bu sebeple, doğrudan dinlerinden kaynaklanmasa da gayrimüslimlerin kültürünü aynen alıp taklit etme konularında hassas olmak gerekir.
İnsanların sevinmelerine vesile olan doğum, nişan, evlilik vb. olayların yıl dönümlerinde ilgili şahısları tebrik edip iyi dileklerde bulunmakta bir sakınca yoktur. Çağımızda amaçsız eğlencelerle kutlanan bu tür günler, aslında nimetlerin hatırlanıp şükredilmesi, geçirilen ömrün muhasebesinin yapılması ve sonraki günlerin Müslümanca yaşanma planının yapılması için bir fırsattır ve ideal olarak bu yönde değerlendirilmelidir. Bununla birlikte, belli münasebetlerde davet verip insanlarla bir araya gelmek, pasta vb. ikramlarda bulunmak, hediye almak gibi uygulamalarda -helal çerçevede kalındığı sürece- sakınca yoktur. Ancak bu toplantılarda içki içmek, kadın-erkek karışık olarak eğlenmek ve dans etmek gibi İslami kurallara uymayan davranışlar ise haramdır.
Müslüman toplumlarda yaygınlaşan yılbaşı kutlamalarına burada özel olarak değinmek gerekmektedir. Tek başına ele alındığında yeni bir miladi yılın başlaması sebebiyle insanların tebrikleşip birbirlerine iyi dileklerini ifade etmelerinde herhangi bir sakınca yoktur. Ancak günümüzde yılbaşı gerekçesiyle gerçekleştirilen içki, kumar, israf vb. kötü alışkanlıkları yaygınlaştıran faaliyet ve kutlamalar dinimizce uygun değildir. Nitekim Hristiyan bayramı olan Noel ile yılbaşının arasında bir hafta süre olması sebebiyle birçok Hristiyan ülkede bu iki zaman dilimi birleştirilerek kutlanmaktadır. Bu kutlamalarda Hristiyanlığa ait unsurlar ile haramlar iç içe geçmiş vaziyettedir. Noel baba kıyafeti ve hediyeleri, Noel ağacı süslemesi ve hindi yenilmesi Hristiyan kültürüne ait uygulamalardır.
Dinimiz Müslümanlara diğer din mensuplarından farklı bir kimlik bilinci ve kültür kazandırmak için birçok hüküm koymuştur. Genç nesilleri kültürel yozlaşmaya uğratacak, onların Müslüman’a has kimliklerini ve haram hassasiyetlerini kaybetmesine yol açacak bu tür kutlama ve faaliyetlerin İslam kültür ve geleneğimizden onay alması mümkün değildir. Kültür ve hayat tarzı değişikliklerinin zamanla insanın inanç ve değerler sahasına da yansıyacağı göz ardı edilmemelidir. Yılbaşını kutlamak bütün bu sebeplerle Müslüman açısından uzak durulması gereken şüpheli bir konu hâline gelmiştir. Yeni yıl başlangıcını, anlamsızca eğlenmek yerine, kısacık ömrümüzden bir yılın daha eksildiğinin farkında olarak, geçmişin muhasebesinin ve geleceğin planlamasının yapıldığı bir milat olarak değerlendirmek gerekmektedir.
26