Mükellefte (Yükümlüde) Bulunması Gereken Şartlar
Müslüman Olmak
Kur’an-ı Kerim’de Müslüman kadın ve erkek her iki cinsin de zekât vermeleri istenir. (Tevbe, 9/71) Hadislerde de zekâtın varlıklı Müslümanlardan alınacağı belirtilir. Çünkü İslam dini, ibadetlerde yalnızca inanan insanı muhatap alır ve bu inanca göre kendisine sorumluluklar yükler. Dolayısıyla diğer sorumluluklarda olduğu gibi zekâtta da ilk şart mükellefin Müslüman olmasıdır. Müslüman olmayanlar namaz, oruç, hac ve zekât gibi ibadetlerle yükümlü değildirler.
Âkıl ve Bâliğ Olmak
Akli dengesi yerinde olmayan ve bülûğ çağına erişmemiş kişiler, dinen yükümlü olmadıklarından zekât vermekle de yükümlü değildirler. Ancak, “zenginlerin malında fakirlerin bir hakkı bulunması” (Zâriyât, 51/19) ve zenginliğin borcu diyebileceğimiz zekâtın topluma karşı bir yükümlülük mahiyeti taşıması nedeniyle zengin olan çocukların ve akıl hastalarının kendileri yükümlü olmasalar da, varlıklı olmaları hâlinde velileri veya vasileri tarafından mallarının zekâtları verilebilir.
Zengin Olmak
İslam dini Müslüman-ları ibadetlerle yükümlü tutarken onların bedenî, akli ve mali durumlarını dikkate alır. Diğer bir ifadeyle ibadeti eda etme yeteneğine ve yeterliliğine sahip olup olmadıklarını göz önünde bulundurur. Mali bir ibadet olan zekâtın yerine getirilmesi de ancak mali güçle sağlanır. Bunun için Sevgili Peygamberimiz dinen zenginlik ölçülerini ve zekâta tabi mallardan alınacak miktarı belirlemiştir. Bu miktar “nisap” olarak adlandırılır.
Hür Olmak
Zekât, mali imkâna sahip olanların eda ettikleri bir ibadettir. Mali bir güce ulaşabilmek için de kişinin tasarruf edebilmesi ve mülkiyet hakkına sahip olabilmesi gerekir. Bu bakımdan hürriyeti kısıtlanmış, özgürlüğü elinden alınmış kimseler zekât ibadeti ile yükümlü tutulmamıştır.
3