Namazın Vacipleri

Namazın rükünleri ve şartları olarak anlattığımız farzları dışında vacip olarak isimlendirdiğimiz yapılması gereken birtakım fiiller bulunmaktadır. Vacip ile farz gereklilik noktasında eşit olmakla birlikte aralarında şöyle bir fark vardır: Namazın vaciplerinden biri yanlışlıkla terk edildiğinde namaz bozulmaz. Yapılan bu yanlışlık namazın sonunda yapılan sehiv secdesi (yanılma secdesi) ile telafi edilir. 
Namazın en önemli vaciplerinden biri ta’dil-i erkândır. Ta’dil-i erkân, namazda rükünleri düzenli, yerli yerince ve haklarını vererek yapmaktır. Hz. Peygamber’in “En kötü hırsızlık namazdan çalmadır.” (Muvatta’, Kasru’s-salât, 23) sözünde işaret ettiği gibi namazı eksiksiz kılmaktır. Bu nedenle namaz kılan mümin, rükûda, rükûdan doğrulduğunda, secdede ve iki secde arası oturuşta, her rükün arasındaki ayakta ve oturur konumdaki duruşlarda acele etmeden en az bir kez “sübhânallah” diyecek kadar bir süre beklemelidir. 
Namaza “Allâhüekber” sözüyle başlamak; farz namazların ilk iki rekâtında Fâtiha suresini ve ilave bir sure veya ona denk gelen birkaç ayet okumak; gündüz kılınan nafile namazlar ile öğlen ve ikindi namazlarında kıraati sessiz yapmak; secdede alın ile birlikte burnu da yere koymak; üç ve dört rekâtlı namazlarda ikinci rekâtın sonunda oturmak; ilk ve son oturuşlarda Tahiyyât duasını okumak bu vacipler arasındadır.

23

Namazın Sünnetleri

Hz. Peygamber’in genel olarak yaptığı ve bir mazeret, gerekçe olmaksızın pek az terk ettiği fiil ve sözler sünnet ismiyle anılır. Namazın sünneti bilerek veya bilmeden terk edildiğinde, yeniden kılınması veya sehiv secdesi yapılması gerekmez. Sünnet, Hz. Peygamber’e tabi olmanın bir göstergesi, farz ve vaciplerin tamamlayıcısı niteliğindedir. Sünnetlerin terk edilmesi herhangi bir ceza gerektirmezse de dinen mekruh kabul edilir. Bu çeşit sünnetlere müekked sünnet ismi de verilir.
İftitah tekbirinde elleri kaldırmak ve bu tekbirden sonra elleri bağlamak, Sübhâneke duasını okumak; sonrasında tek başına namaz kılan için eûzu billâhi mineşşeytânirracîm demek; rükûda sübhâne rabbiye’l-azîm, secdede sübhâne rabbiye’l-a’lâ tespihlerini söylemek; üç ve dört rekâtlı farz namazlarda üç ve dördüncü rekâtlarda Fâtiha suresini okumak namazın sünnetleri arasında yer almaktadır.

24