Peygamber Efendimizle İlişkimiz Nasıl Olmalı?
Bir Müslüman olarak Hz. Peygamber’in peygamber olduğuna iman etmekle başlar onunla ilişkimiz. Onun peygamberliğini kalpten benimsemek ve onu her şeyden çok sevmek imanımızın bir gereğidir. Sevgili Peygamberimiz bunu şöyle dile getirmiştir: “Allah’ı Rab, İslam’ı din ve Hz. Muhammed’i de peygamber olarak kabullenen kişi imanın tadını alır.” (İbn Hanbel, I, 208) O, bizim için hayattaki en önemli insandır. Onu dünyadaki her şeyden ve herkesten, hatta canımızdan daha çok sevmedikçe güçlü bir imana sahip olamayız. İyi bir mümin ve dolayısıyla iyi bir insan olabilmemizin yolu Peygamber Efendimize itaat edip onun Sünneti’ni sıkı sıkıya takip etmekten geçer. Çünkü o, bizim için en güzel örnektir, bize her konuda rehberlik etmiştir.
Allah Resûlü’nü hayattayken göremeyen bizler ona olan sevgimizi ve bağlılığımızı göstermek için onun adını anarken kendimize çekidüzen veririz. Elimizi kalbimize götürür, dilimizden dökülen isminin yankısını kalbimizde duyarız. Bu ismi asla tek başına söylemeyiz. Muhakkak başına “Hazreti” şeklinde bir saygı veya “İki Cihan Güneşi, Âlemlerin Efendisi” gibi bir övgü ifadesi yerleştiririz. Yahut sonuna “sallallahu aleyhi ve sellem/Allah’ın selamı onun üzerine olsun.” diye bir dua cümlesi ekleriz. Salavatlarımızın ona ulaşacağını bilir; ezanı duyduğumuzda, namazımızı kıldığımızda, bulduğumuz her fırsatta ona salat ve selam ederiz. Dualarımızda ona yer verir, cennette kendisine kavuşmayı niyaz ederiz. Sadece ona değil tüm ailesine saygı gösterir, dualarımıza onları da dâhil ederiz. Çocuklarımıza onun ve yakınlarının ismini verir, onların da tıpkı, başta Sevgili Peygamberimiz olmak üzere, ismini aldıkları kişiler gibi olmalarını arzu ederiz.
Bütün bunlar çok kıymetli olmakla birlikte Peygamber Efendimize sevgimizi ve bağlılığımızı göstermenin en güzel yolu onu tanımak ve Sünneti’ne uymaktan geçer. Onun ahlakıyla ahlaklanıp kendi hayatımızı onun öğrettikleriyle şekillendirdiğimizde ona layık bir ümmet oluruz. Kendisine duyduğumuz sevgi ve bağlılık, onun çok sevdiği ve iyiliği için Rabbine defalarca dua ettiği ümmeti arasına girmemizi sağlar. Şefaatine erişip ahirette onunla birlikte olmamıza imkân sunar. Onun sevgisi bize Rabbimizin sevgisini kazandırır. Onun gibi yaşamak suretiyle ona layık bir ümmet olmakla kalmaz Cenâb-ı Hakk’a layık bir kul da oluruz. Rabbimiz bizden biz de O’ndan razı olarak cennete girer ve ebedî huzura kavuşuruz.
18