Şans Oyunları (Kumar), Yarışmalar ve Kura Çekimi

Dinimiz insanın kazancını emek harcayarak ve karşılıklı rızaya dayalı olarak elde etmesini istemiştir. Kumarı ise haksız kazanç sebebiyle kesin olarak yasaklamıştır. Kumarın insanların arasında düşmanlığa yol açacağı ve kişinin kulluk görevini yapmasına engel olacağına da işaret edilmiştir. (Mâide, 5/90-91)
İki veya daha fazla kişinin katılımıyla gerçekleştirilen ve bir tarafın/grubun kazanması ve diğer tarafların maddi kaybıyla sonuçlanan bütün oyunlar kumar kapsamındadır. İster piyango vb. çekilişler; isterse de at yarışı ve futbol gibi alanlarda oynanan müşterek bahisler türünden olsun, para karşılığında katılım sağlanan şans oyunları Kur’an‑ı Kerim’in yasakladığı kumar (meysir) kapsamındadır ve haramdır. Halı saha maçlarında kaybedenin saha ücretini ödemesi, lades neticesinde kaybeden tarafın bir şeyler ısmarlaması, kahvehanede oynanan oyun neticesinde kaybedenin adisyonu ödemesi gibi günümüzde basit görülen uygulamalar da kumar kapsamındadır ve kesinlikle caiz değildir.
Kumar kapsamına girmeyen, kaybedenin maddi bir kayba uğramadığı, ödül veya hediye (hibe) mahiyetindeki uygulamalar ise caizdir. Söz gelimi bir yarışmada katılımcılar ortaya para koymuyor, onun yerine bir üçüncü taraf verilecek ödüle sponsor oluyorsa bunda bir sakınca yoktur. Burada kaybeden yarışmacılar hiçbir ödeme yapmadıklarından yarışmayı kaybettiklerinde bir zarara da girmemektedir. Yine mesela ‘Yarışta sen beni geçebilirsen sana şu kadar para vereceğim. Ben seni geçersem bir şey istemem.” şeklindeki tek taraflı sözler ‘şartlı hibe’ niteliğindedir ve caizdir. Ticari işletmelerin belirli miktarda alışveriş yapan kişilere ödül çekilişine katılma hakkı vermesi de caizdir çünkü verilen para biletin değil yapılan alışverişin bedelidir. Kişiye bir ödül çıkmasa da kişi için maddi bir zarar söz konusu değildir.
Kura çekmek, bir konuda ilgililer arasında tercihte bulunmak ve böylece anlaşmazlığı gidermek için başvurulabilecek meşru yöntemlerden birisidir. Kur’an’da ve Hz. Peygamber’in (s.a.s.) sünnetinde çeşitli konularda kura çekildiğine dair örnekler mevcuttur. (Âl-i İmrân 3/44; Sâffât 37/141; Buhârî, Nikâh, 98; Müslim, Eymân, 56) Konut kooperatiflerinde tamamlanan dairelere hak sahibi olacakların belirlenmesinde; ortaklaşa kesilen kurbanlarda etler mümkün olduğunca eşit hisselere bölündükten sonra bunların sahiplerinin belirlenmesinde genellikle bu yöntem kullanılmaktadır. Mirasta malların paylaşımı gibi konularda da kura yöntemine müracaat etmek mümkündür. Bir tarafın kazanıp diğerlerinin kaybettiği kumar için kullanılmadıkça buna benzer örneklerde kura usulüne başvurmakta bir sakınca yoktur.

27