Şifa
Kur’an’ın sıfatlarından biri de müminlere “şifa” oluşudur. Şu ayet, onun bu özelliğine yer verir: “Ey insanlar! Size Rabbinizden bir öğüt, gönüllerdekine bir şifa, müminler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir.” (Yûnus, 10/57)
Şifa denince ilk akla gelen, insanın birtakım bedensel ve ruhsal hastalıklardan kurtulmasıdır. Fakat burada kastedilen, insanın inanç ve ahlak konularındaki sapmalardan şifa bulmasıdır. Bu anlamda Kur’an, insanoğluna dünya ve ahiretini kurtaracak bir reçete sunmaktadır.
Kur’an müminlere şifadır. Çünkü o, tevhit inancıyla Allah-kul ilişkisinde aracıları kaldırır, insanı doğrudan Rabbiyle yüz yüze getirir. O’nun rahmet kapısı dileyen herkese açılır. Yardım eli isteyen herkese uzanır. Böylece fâni ve âciz varlıklara boyun eğmekten insan kurtulur, ona şu çağrı yapılır:
“(Ey peygamber!) Kullarım sana beni sorduklarında bilsinler ki şüphesiz ben yakınım, bana dua ettiğinde duacının dileğine karşılık veririm.” (Bakara, 2/186)
Kur’an, müminleri şirk, ikiyüzlülük, gösteriş, kin, kibir, düşmanlık, çekememezlik, cehalet, ruhsal sıkıntı vb. hastalıklardan korur. Yine o, nefsani arzularının elinde insanı bir oyuncak olmaktan kurtarır. Onu bencil duyguların, kişisel hırs ve kaprislerin tuzağına düşmekten alıkoyar.
Bu metoduyla Kur’an, aynı zamanda toplumsal huzur ve barışın şartlarını da hazırlar. Hak ve adalet ilkelerine bağlı erdemli bir toplumun altyapısını oluşturur. Çünkü temiz bir toplum, ancak kendini kötü düşünce ve davranışlardan temizleyen insanlar sayesinde meydana gelir. Böylece Kur’an, toplumlar için de bir şifa kaynağı hâline gelir.
17