Sonuç
Yüce Yaratıcı, tarih boyunca insana yol arkadaşlığı yapacak, hayatın anlamını, hayat sonrası ile ilgili müjde ve uyarıları ona hatırlatacak kitaplar göndermiştir. Bunların sonuncusu da Kur’an’dır.
Kur’an, insana mutlaka üzerinde düşünmesi gereken bir çağrı yapmaktadır. Onun çağrısı hakla batılı birbirinden ayıran çok ciddi bir sözdür. (Târık, 86/13-14) Bu sözün hafife alınacak hiçbir tarafı yoktur. (Sâd, 38/67) Çünkü bu söz, insanın akıbetini, onun sonsuz hayatını doğrudan ilgilendirmektedir. Bu açıdan Kur’an, hayatı ciddiye alan, hak ve hakikate varma arzusu taşıyanların kitabıdır desek, mübalağa etmiş olmayız.
Kur’an, on dört asrı aşkın bir süredir Müslümanların pratik hayatlarının ve medeniyetlerinin değişmez ilham kaynağı olmuştur. Her dönemde bilginler, onu anlamaya ve keşfetmeye çalışmışlardır.
Günümüzde de yeryüzünün değişik kıtalarında yaşayan sayısız Müslüman, onun dupduru hayat pınarından beslenmektedir. Merhamet, adalet, cömertlik ve daha nice insani erdem onun sayesinde yaşanmaktadır.
Kur’an, bizleri korumakta, hayatımızın huzur ve mutluluk kaynağı olmayı sürdürmektedir. Yine o, dünya ve ahiretimiz için müjde ve ilham vesilesi olmaya, yaşadığımız sosyal ve siyasi buhranların üstesinden gelmemizde bizlere umut vadetmeye devam etmektedir.
İncelendiğinde Yüce Kur’an’ın, başta kendisi üzerinde olmak üzere anlamaya, araştırmaya ve bilgiye büyük bir değer verdiği görülecektir. Son ilahî kelam, insanın dinî, dünyevi hayatıyla ilgili sorunlarını bu metotla çözmesini tavsiye eder.
Müslümanların böyle bir kitaba sahip olmaları, gelecekleri adına oldukça umut vericidir. Çünkü anlamak ve bilgi üretmek medeniyetlerin kaynağıdır. Müslümanlar, eğer bunu bir metot hâline getirirlerse, İslam medeniyetinin geleceğinin parlak olacağında şüphe yoktur.
41