Genetik Müdahaleler Allah’ın Koyduğu Kadere Aykırı mıdır?
Günümüzde genetik alanındaki gelişmelerle birlikte bitki, hayvan ve insanların genetik yapısına müdahale edilmek suretiyle bazı hastalıklar tedavi edilmekte, kalıtsal bazı problemler düzeltilebilmektedir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarla genetik kopyalama örnekleri ortaya çıkmakta, dahası artık normal üreme yollarına ihtiyaç duyulmadan sadece dişinin genlerinden yeni bir canlı üretilebilmektedir. Bu şekilde insan klonlamanın da mümkün olacağı düşünülmektedir.
Bu tarz genetik uygulamalar dinî çevreler tarafından “bir şeyin genetik yapısının, yani Allah’ın ezelde takdir ettiği şeklinin bilinçli bir şekilde değiştirilmesi” olarak görülmekte ve dinen sakıncalı bulunmaktadır. Bu yaklaşımı savunanlara göre insan kopyalanması durumunda Kur’an ayetlerinde zikredilen insanın yaratılış aşamalarından farklı bir yöntemle, kadın yumurtası ve erkek sperminden oluşan bir zigot olmaksızın insanın üremesi söz konusu olacaktır. Bu durum Allah’ın koyduğu kadere bir müdahale olarak değerlendirilmekte “Allah’ın yaratışında bir değiştirme” olduğu gerekçesiyle eleştirilmektedir.
Bu tür genetik teknolojilerin diğer canlılarda ve insanlarda kullanımının dinî ve ahlaki açıdan doğru olup olmadığı ayrı bir tartışma konusudur. Ancak bunların yaratılış kanununa aykırı olduğunu düşünmek için bir neden yoktur. Çünkü genetik işlemlerde yoktan bir şey yaratılması söz konusu değildir. Mutlak anlamda bir varlığı yoktan var etmek sadece Allah’ın kudreti dâhilindedir. İnsanların yaptığı şey ise Allah’ın koyduğu yasalar çerçevesinde varlığın yapısına/genetiğine müdahalede bulunmak ve bu çerçevede yeni bazı uygulamalar yapmaktan ibarettir. Genetik alanındaki bu faaliyetlerin Allah’ın koyduğu biyolojik kanunların dışına çıkması mümkün değildir. Bu tarz uygulamaların mümkün olması Allah’ın kanunları içinde gerçekleştiğini göstermektedir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de hem Allah’ın yaratmasında (Rûm, 30/30) hem de kanunlarında (Fâtır, 35/43) hiçbir değişme olmayacağı haber verilmektedir.
Yaratılmış varlıklar üzerinde değişiklik yapmak genetik müdahalelerden önce de yapılan bir uygulamadır. Özellikle tarım ve hayvancılık sektöründe yüzyıllardır bu tarz müdahaleler yapılmaktadır. Genetik müdahaleler yaratılışa müdahale ise, melezleme ve aşılama gibi uygulamaların da kadere müdahale olarak değerlendirilmesi gerekir. Benzer şekilde biyolojik anlamda sağlıklı bireylerin hayatlarına son vermek (cinayet), organ nakilleri veya kalp pili takılması gibi günümüzde yapılan birçok tıbbi uygulama, tedavi ve ameliyatların da bu kapsamda değerlendirilmesi ve yaratılışa müdahale olarak algılanması gerekir. Ancak yaratılmış olan bir varlıkta değişiklik yapmak ile yaratılış kanununu değiştirmek arasındaki fark göz önünde bulundurulduğunda böyle olmadığı anlaşılır. Bu müdahalelerin insan açısından mümkün olması, Allah’ın insana ne kadar geniş bir tasarruf alanı bıraktığını göstermektedir. İnsanın bu alanda yaptığı bütün müdahaleler, Allah’ın koyduğu genel kanunlara ve sebeplere bağlı kalmak durumundadır.
30