İslam Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.s.)

Hz. Muhammed’i (s.a.s.) tüm zamanlarda ve her coğrafyada tanınır kılan özelliği onun İslam peygamberi oluşudur. İslam dininde Hz. Muhammed’in merkezî bir yeri vardır. İslam dininin özü tevhiddir. Bu dine giren kişi tevhidi yani Allah’ın bir olduğunu kabul etmiştir. Bunun hemen ardından Hz. Muhammed’in peygamberliğine inanmak gelir. Çünkü dinimizde en temel inanç Allah ve peygamber inancıdır. Bu iki asıl, diğer iman esaslarının da özünü oluşturduğu için peygamberin dindeki konumunu doğru anlamak ve ona gereği gibi inanmak oldukça önemlidir. 
İslam dinine girerken kişi öncelikle nasıl bir Allah’a ve nasıl bir peygambere inandığını dile getirerek nasıl bir inancı benimsediğini ilan eder. Kişinin İslam’ı kabul ettiğinin ve artık Müslüman olduğunun göstergesi olarak söylediği kelime-i şehâdet sözü, bunu ifade eder. “Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlüh” cümlelerinden oluşan kelime-i şehâdet, “Allah’tan başka ilahın olmadığına ve Hz. Muhammed’in O’nun kulu ve Resûlü olduğuna gönülden inanır, bunu sözle de ifade ederim.” demektir. İslam’a girişin anahtarı olan bu söz, aynı zamanda Hz. Muhammed’i tanımaya nereden başlayacağımıza işaret eder. O hâlde onu tanımaya kelime-i şehâdette tanıklık ettiğimiz gerçeklik üzerinden başlayalım: Muhammed (s.a.s.) Allah’ın kulu ve Resûlü’dür. 

3