Kurban İbadeti Diğer Dinlerde De Vardır
Kurban ibadetinin geçmişi insanlık tarihi kadar eskidir. Antik kültürlerden günümüz ilkel kabilelerine kadar insanlar tabiatüstü güç ya da varlıklarla ilişki kurmak ve bu ilişkilerini sürdürmek maksadıyla çeşitli kurbanlar sunmuşlardır. Bu şekilde Tanrı/tanrıların yardımını kazanıp gazabını dindirmeyi, Tanrı/tanrılardan af dileyerek günahlardan kurtulmayı, şükretmeyi ve ölen atalarının ruhlarını memnun etmeyi amaçlamışlar veya büyü, sihir için bu yola başvurmuşlardır. Tarih boyu kimi zaman canlı varlıklar, kimi zaman da yiyecek, içecek, tütsü, mum, ipek gibi maddeler kurban olarak takdim edilmiştir.
Bütün ilahi dinlerde kurban ibadeti vardır. (Hac, 22/34) Fakat diğer dinlerde zamanla bu ibadet asıl amacından saptırılmıştır. Yahudilikte kurban ibadetinin geçmişi Hz. İbrahim’e kadar dayandırılır. Yahudiler 70 yılında Romalılar tarafından Kudüs’teki mabetleri yıkılıncaya kadar kurban geleneğini sürdürmüşlerdir. Buna göre kanlı ve kansız olmak üzere ikiye ayrılan kurbanlar günlük, haftalık, aylık, mevsimlik ve yıllık farklı zaman aralıklarıyla sunulurdu. Hristiyanlıkta ise Hz. İsa’nın bizzat kendisi kurban olarak kabul edilmiştir. (Ahmet Güç, “Kurban”, DİA, XXVI, 434) İslam’da insan kurban edilmesi anlayışı söz konusu değildir. Kur’an’da Hz. İbrahim’in oğlu Hz. İsmail’i kurban etmek isteyişinden bahsedilmekle birlikte ilgili ayetlerde baba ve oğulun Allah’ın emrine gönülden teslim olma konusunda başarılı bir sınav verdiklerine vurgu yapılır. Bunun sonucunda ilahi bir hediye olarak gönderilen hayvanın kurban edilmesinin istendiği bildirilir. (Sâffât, 37/102-107)
İslam’dan önce Arap kabilelerinin dinî yaşantısında da kurban ibadetinin önemli bir yeri vardı. Cahiliye Arapları putlara bağlılıklarını göstermek amacıyla deve, sığır, koyun vb. hayvanları kurban ediyorlardı. Bunun yanı sıra ölünün kabri başında, yeni bir çocuk doğduğunda ya da cinlerden korunmak gibi farklı vesilelerle kurban kesiyorlardı. Kurban, Hz. İbrahim’in sünneti olmaktan çıkmıştı ve tamamen şirk inancına hizmet etmekteydi. İslam’ın gelişiyle birlikte kurban ibadeti, tevhid inancına aykırı olan şirk, cinayet, israf, hayvana eziyet ve çevre kirliliği gibi bütün olumsuz unsurlardan temizlendi. Yalnızca Allah rızası için yapılan bir kulluk görevi hâline geldi.
2