Hz. Muhammed’in Sünneti

Peygamber Efendimizin şahsında ortaya çıkan örnek yaşam tarzına “Sünnet” denir. Hz. Peygamber’in kendi söz, fiil ve uygulamaları, ayrıca yapılmasına onay verdiği davranışlar Sünnet kapsamındadır.
Sünnet, dinimizde Kur’an-ı Kerim’den sonra gelen ikinci temel kaynaktır. Bu nedenle Peygamberimizin Sünneti’ne uymak Müslümanlar için dinî bir gerekliliktir. Onu bizlere örnek olarak gönderdiğini bildiren Rabbimiz, Peygamberimize hitaben şöyle demiştir: “De ki: ‘Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.’” (Âl-i İmrân, 3/31) Dolayısıyla Yüce Allah’a duyulan sevgi ve bağlılığın göstergesi O’nun gönderdiği peygambere uymaktan geçer. “Kim peygambere itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur…” (Nisâ, 4/80) ayeti ona uymanın gereğini kesin bir dille ifade eder. “Size ne emrettimse onu yapın, neyi yasakladımsa ondan sakının.” (İbn Mâce, Sünne, 1) diyen Peygamber Efendimiz de bu ana ilkeyi şu sözleriyle vurgulamıştır: “Bana itaat eden, Allah’a itaat etmiştir. Bana isyan eden de Allah’a isyan etmiştir...” (Müslim, İmâre, 33)
İnanç esasları ve ibadetler başta olmak üzere günlük hayatın her alanında Sünnet bize rehberlik eder. Bir Müslüman olarak neyi, nasıl, hangi çerçevede gerçekleştireceğimiz konusunda Sünnet bize ışık tutar. İlahi hükümlerin vücut bulmuş şekli olan Sünnet olmadan Kur’an-ı Kerim’i doğru anlamak ve yaşamak mümkün değildir.  Dolayısıyla Sünnet’i dışlayan bir İslam anlayışı kesinlikle gerçekçi değildir ve asla kabul edilemez.  İslam’da esas olan Kur’an ve Sünnet birlikteliğidir. “Sözün en güzeli Allah’ın (c.c.) Kitabı, rehberliğin en güzeli ise Muhammed’in rehberliğidir.” (İbn Hanbel, III, 320) diyen Peygamber Efendimiz hayata veda ederken rehberliğinin Sünnet ile devam edeceğini belirtmiş ve müminlere şu vasiyette bulunmuştur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu şaşırmayacaksınız: Allah’ın Kitabı ve Peygamberinin Sünneti.” (Muvatta’, Kader, 1)
İslami yaşam tarzını temsil eden Sünnet, farklı kültür ve coğrafyalarda yaşayan Müslümanlar arasında ortak bir yaşam biçimi oluşmasında da önemli rol oynamıştır. Dünyanın farklı yerlerinde dilleri, ulusları, âdet ve gelenekleri birbirinden farklı olan tüm Müslümanları tek bir ümmet olma paydasında birleştiren Sünnet’tir. Kur’an ile birlikte inananların düşünce dünyasında yeni ufuklar açan Sünnet, aynı zamanda üretim ve gelişim için eşsiz bir ilham kaynağıdır. Nitekim Kur’an ve Sünnet sayesinde Müslümanlar, İslam kültür ve medeniyetinde yüzyıllarca bilimden sanata, edebiyattan mimariye kadar her alanda eşsiz ürünler ortaya koymuşlardır.

8